Pages

20 Haziran 2010 Pazar

gökyüzü ağladı

gök yüzü ağladı...
son iki saat içerisinde düşündüğüm duyduğum, cuma gecesinden bu yana yaşananları özetleyebilecek en güzel cümle...
iki saat önce istanbul'a müthiş bir yağmur yağdı. oluk oluk yağmur suları indi çatılardan. aslında o an anlamlandırmak gelmedi içimden sadece pencere kenarında oturup keyifle izledim. damlaların yer yüzüne düşüşünü. biliyormusunuz hiç bir yağmur damlası yeryüzüne değene kadar diğer bir yağmur damlasına çarpmazmış. her yağmur damlası bir melek taşırmış böyle demişti beyaz melek'te yıldız kenter.
sonra cuma gecesi olan o elim olayın haberleri dönmeye başladı ekranlarda. o an o 11 fidanı görünce içimden allah bile şehitleri için ağladı bu gün diye geçirdim. kanal d de deniz arman şahitlerle ilgili haberleri sunarken farklı bir cümle ekledi haberin sonuna şimdi tam olarak aklımda değil atıfta bulundu şehitleri tek uğurlayanlar, ağlayanlar bizler değilmişiz gibi. 11 fidanın van'da askeri havaalanında ki cenaze törenini gösterdi. tören bitiminde askerler tam naaş'ları uçakları yüklerken
gök yüzü ağladı....
bardaktan boşanırcasına, olanlara isyan edercesine, şehidine hoş geldin dercesine
gök yüzü ağladı.
gök yüzü ağladı, millet ağladı, ben ağladım.
hep derler şehit cenazelerinde, ağlarsanız düşmanı sevindirirsiniz diye peki sessizce dökülen tek bir damla göz yaşı ağlamakmıdır. kendimi övmek değil amacım. ailelerinin içi yandı, benim içim onlarla beraber yandı. gözlerim acıdı. ağlamayacağım dedim. bir televizyon ekranına bakıp göz yaşı dökmeyeceğim dedim. ama tek bir göz yaşı damlası isyan etti. ben akacağım dedi.
en son ne zaman böyle olmuştum. 12 şehidi verdiğimiz gündü. o karanlık gündü. o zaman'da tıpkı şu anda olduğum gibi bilgisayarın karşısındaydım. gazeteden şehitlerimizin haberlerini okuyordum. fonda sevda'dan annem gibi şarkısını dinliyordum. tıpkı şimdi ki gibi. okudukça ağladım, dinledikçe ağladım.
oysa benim o günde, bu günde şehit verdiğimiz o fidanlarla bir yakınlığım yok. onları ve beni bağlayan tek şey, benim için bu dünyada ki en kutsal varlık olan, onların topraklarını kanla besledikleri vatanım. ve o gencecik insanların bu vatan için canlarını hiçe saymaları.
yazmak istedim içimdekileri, satırlara dökmeliydim.
gencecik canlar toprak olacaklar. geri de kalanlar dim dik duracaklar. bu vatan için daha bir çokları ölecek. şehit olacak.
peki ben ve sizler neler yapıyoruz. sadece isyan ediyoruz. kanımızı akıtan o pisliklere dur deyecek gücü neden bulamıyoruz. neden damarlarımızda bulunan kan'a ihanet ediyoruz. neden her gün bir fidanın daha ölmesine göz yumuyoruz.
bir kaç gün önce gazze'nin kurtuluşu için yürüyüşler yapanlar, ortalığı aya kaldıranlar, isyan edenler, neden saklanıyorlar şimdi, neden kendi canları için isyan etmiyorlar. gazze benim din kardeşim olabilir ama benim vatandaşım değil. benim toprağım için can veren askerim değil. onlar benim için sadece sıradan insanlar. ve bir hafta önce binlerce kişi isyan ederken şimdi herkes bir sessizliğe bir kranlığa gömüldü.
şimdi o karanlığın içine seslenmek istiyorum. orada kimse var mı?
şehitlerimizin arkasında onların haklarını savunacak kimse var mı?
gazze din kardeşi ise senin kendi canın, kanın, vatandaşın öz kardeşin değilmidir?
bu satırları yazarken kimseyi kırmak, üzmek, aşağılamak,din, dil, siyasi seçimleri dolayısı ile yargılamak amacı ile yazmadım. içimde bir isyan var.
çünkü gökyüzü ağladı. bende onunla beraber ağladım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder