Pages

31 Mart 2011 Perşembe

Uykusuzluk

bir kaç zamandır uykusuzluk çekiyorum. bazen yatıyorum uyuyamıyorum bazende gecenin bir yarısı kalkıp sonra uyuyamıyorum. çare... james cameron'un avatar filminin soundtrackları oldu. hemencecik kulaklığımı takıyorum. müziği kısık olarak açıp bir güzel uyuyorum. eğer yatarken uyuyamamışsam mp3'ü takıyorum uyuyorum, müzik bir noktaya geldimi uyanıyorum ve kulaklığı çıkarıp hemen dalıyorum tekrar uykuya, ama sabaha karşı uyandıysam ve uyuyamadıysam müzik eşliğinde uyuyup işe gitme saattime yakın uyanıyorum. bünye kalkma saatini biliyor ne yapsın.... nadirde olsa bazen müzik bile çare olamıyor işte o zamanlar bir kaç ağrı kesici ile vücudu gevşetiyorum, bazen güzel bir duş alıyorum ancak öyle uyuyabiliyorum.

30 Mart 2011 Çarşamba

bildiğiniz gibi bir kaç haftadır evde sorunlarım var. artık iyice katlanılmaz duruma geldi. babam erkek kardeşimle köprüleri yaktı ve ne hali varsa görsün diyor daha da önemlisi hatasını kabul etmiyor. erkek kardeşim babama kızdı sadece arabaya binmemekle kalmıyor evde yemek masasına bile oturmuyor, artık bir yabancı oldu sadece eve geliyor bir kaç kelime konuşuyoruz ki kavga konusunu açmak yasak, odasına gidiyor yatıyor kalkıyor hotel muamelesine döndü iyice. dün annem ıspanaklı börek yapmış ki kardeşim çok sever babam masaya çağırmış gel ye diye yememiş annem mutfakta ye demiş yememiş ama ben bütün bunların olacağına dair babamı uyardım, dediğim dedik ya onda kusur yok ya beni dinlemedi. olan zavallı anneme oluyor evde kötü bir elektrik var bu ev bize uğursuz geldi. taşındığımızdan beri bir türlü huzur bulamadık. umarım yeni evde biraz huzurumuz olur. gece rüyamda bir ay sonra taşınacağımız günü gördüm. babam gene geçen sefer ki gibi nakliyeci tutmamıştı. kendimiz toparlanmaya uğraşıyorduk. biz kutular ile uğraşırken kardeşim giyindi çıkıyordu kapıdan. anneme döndü ve ben gelmiyorum dedi. o an içimdeki duyguyu anlatamam. tamam bir rüyaydı ama, o kadar koptuk ki o kadar yalanların arkasına sığındık birbirimizi kırmamak için doğruları söylemekten çekindik ki artık baş edemiyoruz. aslında hiç birimiz babamı istemiyoruz ama bunu ona söyleyemiyoruz. babamı kaybetmeye dayanabilirim ama kardeşimi kaybetmek ve bu yüzden annemin her gün üzüldüğünü görmek canımı yakıyor. bu hale sırf babamın ata erkil yaşama sendorumu yüzünden geldik. ben ne dersem o doğru yalnış ta desem benim dediğim doğru, benim sözümü çiğneyemezsiniz, benim yapma dediğimi yapamazsınızları yüzünden geldik. bizi kaybediyor hatta kaybetti ama farkında bile değil, belki de farkında ama umrunda değil...

Devir Ekonomi

kafayı yedim... dün bütün gece boyalarla, dolaplarla, fayanslarla uğraştım. neden mi ? benim ev dekorasyonu için değil yalnış anlaşılmasın... kardeşimin bir arkadaşı evleniyor. bir daire aldı. ama ev eski bir çok şeyin sıfırdan yeniden yapılması gerekiyor. mutfak ve banyo tamamen yenilenecek, duvarlar ve tavana alçı ve boya yapılacak, su ve elektrik tesisatına bakılacak, doğalgaz boruları döşenecek, kapılar ve pencereler değişecek falan falan neyse tercihler yapıldı fiyatlar çıkarıldı falan derken dün akşam 19:30'da gittiğimiz görüşme saat 21:30'da bitti. diyeceksiniz senin ne işin vardı orada. hem kardeşimden dolayı hemde işi yapacak olan dekoratör arkadaşım olduğu için gittim. sonuç herşeye karar verildi lakin iş hesaba gelince düşünme kısmına geçildi. açık konuşmak gerekirse çocuklara kızmıyorum, beyaz eşyası,, mobilyası, ev kredisi derken gerçekten iyi hesap yapılması gerekiyor. neye karar verirlerse versinler istedikleri gibi olsunda sorun yok.

29 Mart 2011 Salı

Öylesine

uzun zamandır keyifli bir yazı yazmadım farkındayım. yazılarımın genelde başı ile sonu arasında uçurumlar oluyor bununda farkındayım. son zamanlarda hayatımda olan ve olmaya devam edecek değişiklikleri düşündüm. kendi bütçemi yapmaya başladım. bana ait olan evi sattım ve yenisini aldım. evi almam sebebi ile dekorasyon mevzuna dalmış bulunmaktayım. ama ondan önce bir arkadaşımın sayesinde gerçekten bir şeyi çok isteyince olabileceğini farkettim. beğendiğim evi almak istemiştim ve aldım. arkadaşımda madem bir şeyi çok istediğinde oluyor öyleyse kendine bir koca iste dedi bende şaka yollu takıldım dur dedim evi yeni aldım biraz keyfini çıkarayım sonra... şaka bir yana kafamda gerçekten aşk yok bunu söyleyebilirim tamamen uzağım şu anda hatta gene stresli zamanlar geçiriyorum, ailem ile ilgili çok büyük sıkıntılarım var ve aşamıyorum açıkçası bu karışıklıkta bir de aşkın söz konusu olması çok ama çok zor neyse iyi olan tarafa dönelim yeni evin dekorasyon işine öncelikle boya badana işi var ki renk seçmemiz gerekiyor, (polisan'ın roma beji hoşuma gitti)ardından benim dolabım ve oradaki yeni odamda bulunan gömme dolap boyanacak duruma göre dolaba ilave yapılacak tabii bunun için yatağımın felan yerleştirilmesi gerekiyor ki son düzenlemeler yapılsın.... ayrıca küçük ayrıntılar bir kaç tablo, vazoydu, çiçekti, aynaydı koymak niyetindeyim... kardeşlerimin odasına tv ünitesi, bilgisayar masası ve dolap yapılacak dekor işleri yapan bir arkadaşım var beraber karar verip kombin yapacaz bakalım nasıl olacak. oraya da belki bir kaç resim koyacağım. en zararsızı annemlerin yatak odası oranın her şeyi var sadece yerleştirilecek belki duvarlara bir şeyler yapılabilir. asıl sorun salon gözümüze büyük geldi bakalım tahminimiz kadar büyükmü eğer öyleyse ve biz kafamızda ki fikirleri uygulaya bilirsek ki o fikirler kabaca şöyle salon tam köşe her iki cepheden pencereye sahip annem tam iki pencerenin kesiştiği köşeye tv ünitesini koymak istiyor sonra da üç duvara ve salonun ortasına koltuk koyarak salonu ikiye bölüp yemek masasını da diğer tarafa koymak niyetinde tabii bunun için yapılacak ilk ve en önemli iş ölçüler göz yanılması maalumunuz bizim kafamızdaki gibi olmayabilir olabilirde.. son olarakta tuvalette değişiklik yapılacak. kocaman bir bahçemiz var bildiğiniz gibi, orayla ilgili olarak fazla bir düşüncem yok şu anda elbette bir masa sandalye alınacak ama basit plastik şeyler şimdilik bütün borcu harcı bitirdiğim zaman orası içinde güzel bir bahçe takımı almak niyetindeyim gelecek planlarımda bu mevcut şu anda bütün bu işler teori halinde nisanın sonunda evi teslim aldığımda herşey netleşecek...

28 Mart 2011 Pazartesi

herkeze iyi haftalar öncelikle dün sınava girmiş olan arkaşlarıma ve kardeşlerime geçmiş olsun der umarım sınavları bekledikleri kadar iyi geçmiştir temennisinde bulunuyorum.

24 Mart 2011 Perşembe

teşekkür

filiz, esen, sibel, nagihan, hakan hepinize çok ama çok teşekkür ederim.
doğum günümü kutladığınız ve iyi dilekleriniz için.....

23 Mart 2011 Çarşamba

dileğim gerçekleşti.

evi yarın alıyorum. ve kendime ilk doğum günü hediyesini böylece vermiş oluyorum.

hayırlısı olsun allah pişman ettirmesin tadımız tuzumuz eksik olmasın

22 Mart 2011 Salı

NİĞDELİ ÖĞRETMEN SEVAL EROĞLUNUN ÇANAKKALE DESTANI KONUŞMASI



bir türk kızının, bir türk kadının bu vatan için ölenler uğruna yaptığı bu konuşmayı dinlerken eminim benim gibi sizinde tüyleriniz diken diken olacaktır.

21 Mart 2011 Pazartesi

Bir dilek tuttum.....

Hayatımda ilk defa bir doğum günü dileği tuttum.
İlk defa gerçekleşmesini istediğim bir dileğim var.
Ve çok komiktir ki karar günüde 24 mart yani benim doğum günüm olan bu Perşembe…
Bildiğiniz gibi birkaç haftadır durmaksızın her gün nette ve her hafta sonuda sokak sokak dolaşarak ev arıyorum. Bu hafta durum değişti aradığım şeyi buldum istediğim evi, neden bilmem aslında arama kriterlerimde bile yoktu.
Bahçe katı dedikleri önden bodrum arkadan kocaman bir bahçesi olan bir ev içten içe böyle bir istek varmıydı içimde onu da bilmiyorum.
Emlakçının birine girdik ve ev sorduk. Muhabetti derken adam kendi evini satılığa çıkardığını söyledi. Bahçe katı olduğunu öğrendiğimizde biraz temkinliydik çünkü istemiyorduk, bu yüzden sırf makarasına gittik evi görmeye ama evi çok beğendim evet önden yarı bodrum ama arkası gerçekten çok güzel çardaklı bir oturma alanı ve çiçek ya da öte beri yetiştirebileceğiniz 20 m2 civarında bir bahçe tam yazlık at yazın masanı sandalyeni kur masanı sabah, öğlen, akşam ne zaman istersen ye iç yat dinlen üstelik sakin bir ortam.
Ev yeni bina birkaç yıl önce yapılmış nispeten sakin bir yerde, önünde beş arabalık bir otoparkı var ki bu bizim için bulunmaz nimet. Binadan girdiğimde gördüm ki temiz derli toplu bir bina ki benim için bu çok önemli ve tabii komşular söylenen iyi kişilermiş bilmiyorum artık bizim görültümüze katlanırlar inşallah.
Daire üç oda bir salon yani ilk defa 33 yaşında olan benim kendime ait bir odam olacak. Gezdik beğendik. Büyükçe bir salon üç tane oda ki biri annemlerin biri erkek kardeşlerimin ve biride benim odam olacak inşallah, banyosu ve tuvaleti ayrı bu da ayrı bir artı oldu bizim için çünkü bir arada oldumu biz pek kullanamıyoruz. Güzel de bir mutfağı var.
Fiyatı da oldukça uygun ki krediye girmeden halledicem gerçi babamdan bir kısım almam gerekecek ama aydan aya geri ödeyeceğim ona ödeyebildiğim kadar. Tek kötü tarafı adam evi bizden önce birine göstermiş o kişide kendi evini satması için adamdan 10 gün müsaade istemiş sonuç işte o on gün benim doğum günüm olan 24 martta doluyor ve bir aksilik olmaz ise ben kendime bir doğum günü hediyesi almış olacağım.
Dünden bu yana sürekli dua ediyorum bir aksilik olmasın diye, arkadaşlarımdan bile benim için dua etmelerini istiyorum. Sizde dua edinde kendime bir doğum günü hediyem olsun.
Aslında çok fazla hayal kurma taraftarı değilim çünkü ben ne zaman bir şeyler hayal etsem olmaz ama bu sefer gönülden istiyorum ve kafamdan eşyaları bile yerleştirmeye başladım oraya buraya
Umarım bir aksilik olmaz ve sizinle hem doğum günümü hem yeni evimi kutlarım…..

18 Mart 2011 Cuma

Bu Gün Vatan Toprağı İçin Can Verenlerin Günüdür

57. Alay’ın kumandanı Binbaşı Hüseyin Avni. 25 Nisan 1915’te Arıburnu Çıkarması başladığında 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal (Atatürk) yanına bu alayı ve bir dağ bataryasını alarak düşmanı ilk karşılayan 27. Alay’ın yardımına yetişmişti. Ayrıca 57. Alay, Mustafa Kemal’in sözlü olarak verdiği meşhur “Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar kaim olabilir” emrinin de muhatabıdır. 57. Alay, Arıburnu Cephesi’nde hep ön saflardadır. Düşmana karşı elde edilen başarılar sonucu Hüseyin Avni Bey haziran başında yarbaylığa terfi etti. 13 Ağustos 1915’te de karargâhına düşen bir obüs mermisiyle şehit oldu. Tümen Kumandanı Mustafa Kemal, “Arıburnu Muharebeleri Raporu”nun kapanış satırlarını yazarken onu unutmamış ve “Arıburnu muzafferiyetinin ilk ve metin temel taşı olan elli yedinci alayın” kumandanı Hüseyin Avni Bey’i “hürmet-i mahsusa” ile yâd etmişti.

saygıyla anarız



bu günü anlatacak en güzel görüntü ve sözler bunlardı bence....
dinlerken çok gurur duysamda kemiklerini sizlattığımızı düşünerek utandım kendim den.....

not : kesilmiş video bulamadım son kısımlar için kusuruma bakmayın..

17 Mart 2011 Perşembe

ev aramak gerçekten zor beğenmek daha da zor

yaklaşık 3 haftadır bir hengamedir yaşıyorum.
hafta arası hafta sonu özellikle hafta sonu ev arıyorum.
zor mu beğeniyorum... hayır
ama insanlar o kadar kalitesiz yaşamaya alışmışlar ki ya da onları suçlamamak gerek belki de ben fazlasını istiyorum.
bayrampaşa da oturuyorum bileniniz bilir burada ev fiyatları tavanlar da oda yetmezmiş gibi eski yerleşim olduğu için yerler hep küçük parseller iki oda bir salon formatına uygun...
ama bana 3 oda 1 salon ve en az 120 m2 lazım
yok mu var..
ama onlarında fiyatları tavanda gerçi oldukça lüks yapıyorlar şimdi daireleri dolaplar, kartonpiyerler, spot ışıklar, mobilya kapılar, hoş süslemeler filan bu da fiyatlara yansıyor..
bodrum katlar 150-160'tan başlıyor üst katları siz düşünün 500'e kadar çıkıyor.
arkadaşlarım beni pohpohlardı, banka da paran var eski de olsa bir evin var diye ama ben parama ve sattığım evden gelen paraya rağmen bir ev alacak kadar bile para sahibi olamamışım.
en az 50 bin kredi çekmem gerekecek oturdum düşündüm riske girmelimiyim diye aslında şu anda risk yok çalışıyorum ve maaşımla bunu rahat rahat hallederim ama korkularım var
aynı firmada 14 yıldır çalışmama rağmen ve bu hesapla en az 5 yıl daha burada çalışmam gerekiyor ki bu beş yıl daha uyuz patronuma bana ne derse desin katlanmam gerektiği gerçeğini gözümün önüne seriyor. değer mi ?bir yandan evet değer bu saatte kadar evlenmedim bundan sonra da evlenmezsem ki aşk olmadan asla, hayatımın geri kalan 30 senesini bu evde geçiricem ee güzel olsun bari...o yüzden değer
33 yaşından sonra insan böyle bir riske girermi sadece 5 yıl diye avutuyorum kendimi göz açıp kapayıncaya kadar geçer.
aslında bir sır vereyimmi size maaile taşınacağımızdan belki kredi mevzusu olmadan da halledebilirim bunu babam da para var. ailecek babam hariç herkes mevcut parayı bana vermesinden yana ama o bir veririm bir vermem diyor açıkçası ona son dakikaya kadar güvenemeyeceğimden işimi sağlama almaktan yanayım
aslında şu anda bir ev var gerçekten istediğim gibi ama ufak adam 3 oda bir salon yapmış güzel de yapmış ama banyo ufak salon ufak (otuma grubu ve yemek masası sığarmı emin değilim o yüzden ufak diyorum) balkon minnacık kısacası son tercih yani olurda bir yer bulamazsam diye bekleme de duruyor. hayırlısı ne ise o olsun diyorum ama bir an önce de olsun istiyorum. doğum günümde yeni evimde olurum diyordum ama bu hafta sonu ev bulsam bile gelecek hafta devir işlemleri ile uğraşmak zorunda kalsam da perşembe günü olan doğum günüme kadar taşınmam mümkün değil en iyi ihtimal hafta sonu...

14 Mart 2011 Pazartesi

benim laptop harbiden şahsına münhasır
sevgili h bloger'a ulaşmak için dns kodları vermiş sağolsun
ama benim laptop sağolsun dns kodlarını bile çalıştırmıyor
youtube kapalı iken bile çalıştırmazdı zaten neler çektiydim o dönemler
bir ben bilirim bir laptop

12 Mart 2011 Cumartesi

Bende varım

Öncelikle Esen'ime benide bu oyuna kattığı için teşekkürler ve klişe olarak





aaaa mimlenmişim diyim





Hayalinizdeki meslek nedir?



Bu durumda Esen'e katılıyorum kesinlikle cerrahlık, onların muhteşem sihirli elleri olduğuna inanıyorum allahın onların ellerini kutsadığına ve güç verdiğine.





Kışın sürmeyi en sevdiğiniz parfüm?



Armani Code (yaz kış farketmez)



Çay mı, kahve mi? Kaç şekerli/Sütlü, sütsüz?



Çay ama öyle müptela değilim günde en fazla üç fincan, kahve arada sırada şekerli ve sütlü olmak kaydı ile


Türk kahvesi ise canım çektiğinde...



En önemli makyaj hileniz?



Genelde makyaj yapmam sadece özel zamanlarda düğünler, yemekler, iş toplantıları ve fuarlarda o zamanda gözlerime dikkat çekmek adına bol bol kalem ve rimel kullanırım (genelde pişman olurum gözlerim çok sulanır ve akar bu yüzdende sürekli kontrol etmek zoruna kalırım ya da su bazlı ürünler seçerim )



Tam şu anda kucağınıza bir cin düşseydi ve 3 dilek hakkınız olduğunu söyleseydi, ne olurdu?



Öncelikle karun kadar zengin olmayı dilerdim çünkü dünyada mutlu olmayı ve dileklerinin yerine getirilmesini bekleyen çok fazla çocuk var. Sonra her şeyin elimin altında olduğu bir yerde ama dış dünyaya kapalı bir ortamda huzur içinde yaşamak isterdim. Aşk isterdim doya doya yaşayacağım bir tutku bizim lordlar kitapları dediğimiz kitaplardaki gibi muhteşem bir aşk.



Kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği ve tatlı. Bu öğünlerden ömrünüz boyunca yalnıza bir tanesini seçmek zorunda kalsanız, hangisi olurdu?





Tatlı menüsünde tiremisu varsa ve gerçekten yapan bir yerdeysem öğün tercihim tatlı ama diğer bütün durumlarda kesinlikle bol çeşit seçeneği olmak kaydı ile keyifli manzaralı bir kahvaltı.



Eğer Hello Kitty olsaydınız kurdelanız be renk olurdu?



Valla hello kitty bana çok yabancı ama kurdele rengi derseniz bu aralar koyu yeşile tavım siyaha yakın yeşil.



Eğer ömrünüz boyunca yalnızca bir tane takı takma seçeneğiniz olsaydı bu ne olurdu?



Hiç çıkarmadığım tek şey küpelerim



Sahip olmak istediğiniz bir yetenek?





Dört elementi kontrol etmek isterdim.



Bitince almaya devam edeceğiniz bir kozmetik ürünü?



Koltuk altı deo stickim



Eğer geleceği görme şansınız olsaydı, görmek ister miydiniz? Evetse tam olarak neyi görmek isterdiniz?
On yaşındayken bu teklife evet derdim ama şimdi çekimserim. 10 yaşındayken kendi geleceğimi görmek ve bunun sonucunda beğenmediğim şeyleri değiştirmek isterdim şimdi ise sanırım sadece para için sayısal loto sonuçlarını görmem yeterli olur.



Gizli ünlü aşkınız kim? (Fotoğraf koyun!)



Valla zor soru benim ünlü aşkım seğrettiğim yapımlara göre sık sık farklılık gösterir ama uzun zamandır favorim olan biri derseniz ki o kadar da sıkı sıkı takipçi olmadım hiç sanırım Brad Pıtt'tir. Şu aralar kime tutkunsun derseniz de Alexsander Skarsgard.





Neden Blog tutmaya başladınız?





Valla öncelikle kızlar gaza getirdi. Diğer taraftanda içimde tuttuğum bana yük olan şeyleri anlatacağım ama çoğunun kim olduğumu bilmediği bir dünya olarak kabul ettim bloğu o yüzden yazıyorum.





kimleri mimledim ; Gece Yürüyüşü
tek tercih mükerrer olmasın dedim.

7 Mart 2011 Pazartesi

farkettim ki harbiden malın tekiyim
kafam hiç bir zaman basmıyor şu net olaylarına
blogcanlar kapandıya dedim ben ne yapacam şimdi nereye yazacam nasıl yazacam kim okuyacak
bkz kendini beğenmek sanki yüzlerce okuyucum var ama olsun genede birilerinin yazdıklarımı okuyor olması hoşuma gidiyordu
blogcanla aramızda ilişki bitti oysa ben bir ömür planlamıştım dedim
sonra kumanda paneline girdiğim bir vakit aklıma izlediğim bloglar gösterildiği yerin hemen altında yazan reader ile oku ikonu ki bu ikonu bloğunu okuyamadığım bir arkadaşın bloğunu okumak amacı ile kullanmıştım önceleri şimdi işime yaradı ve diğer bloglarıda okuduğumu farkettim.
kısaca dolaylı yollardan olsada size ve blogcanıma kavuştum hadi hayırlısı
ha bu arada şu blogları kapatan zihniyete diyecek bir çift lafım var
h nin dediği gibi korsan morsan bizi kimse durduramaz büyükler beceremedi sen mi becerecen digitürk