Pages

5 Eylül 2011 Pazartesi

bir bayram klasiğini daha tamamlayıp hayırlısı ile bu gün işe başladım. ama ne yalan söyleyeyim hani yatsam daha yatardım yani...
arife günü sahurdan sonra yola çıktık. ver elini izmir. hani ben izmire gidecem diye çığırtkanlık yapıp duruyordumya. ben demesem izmirin kıyısından geçip gidecekmişiz.
izmirin içine girmeden döndük. önce torbalı, sonra tepeköy oradan özbey derken ısım akraba ziyaretinin bitmesi akşam 7 yi buldu. selçuğa geçtik orada güzel küçük bir pansiyon bulduk.
gerçekten güzel ve temizdi. üstelik o yakıcı izmir sıcağına karşı odalarda klima olması acayip bir artı kazandırdı onlara. tek sıkıntı biz türklerin zamanla yabancıları fazlaca kabul etmemiz oldu. bu da ne demeyin herşey iyi güzeldide, pansiyonda tuvaletlerde tarat musluğu yoktu varya sabaha kadar bekleyip sonra kendimi en yakın benzinliğe attım susuz olmuyor maalesef....
sabah erkenden şirinceye geçtik. küçük çok ama çok eski bir rum köyü. zeytinyağı, sabun ve şarabı ile ünlüymüş. ilginç bir yer küçük bir caddesi var şarap satış yerleri ile dolu, her dükkanda şarabı satmak için izzet ikram var. caddeye girerken tatmaya başlasanız en sonuna çıktınızmı zom olursunuz.
çok güzel zeytinyağı aromalı sabunları var bende hem kendime hem arkadaşlarıma hediye olarak aldım.
ve muhteşem üzümleri minnacık tanelerinin içleri bile bal gibi tatlı ve kıpkırmızı sulu. şaraphaneye girip mahsenleri görmek istedim ama maalesef giremedim o yüzden sadece üzümünden tadabildim.
oradan efes'e gittik. acayip büyük bir yer gözünün alabildiğine uzanıyor. oradanda meryem anaya çıktık. bir yanda kocaman tarihçesini anlatan her dilde ayrı ayrı düzenlenmiş anıtlar, bir yanda rahibin düzenlediği tören bir yanda meryem ana heykeli ve papaların ona hatıra olarak bıraktıkları eşyalar ilginç ama güzel bir yer.
oradan kuş adasına gittik. ama gitmez olaydım. izmirin sıcağına kuş adasının denizi için bile katlanılmaz. acayip sıcak ve kötüydü en azından bana göre...
oradan direk sökeye gittik. kuzende kaldık. halamın kızı, ben çook küçükken gördüydüm. ertesi gün güllübahçeye geçtik. halam orada yaşıyor ve bir kaç akraba oradanda onların bir antik kentleri var oraya çıktık. ama ben çıkmadım yarı yolda serdim kendimi. dehşet sıcaktı.
izmire gittik sonra ama o kısa oldu. kordonda bir tur attık hava kararmaya başladığı için yola döküldük. izmir-aydın hattında kaldığım o üçgün içerisinde bana yarayan tek tarafı öksürüğümü geçirmesi oldu. onun dışında bir yararını görmedim. nemden burun spreyleri sıkarak dolaşmak zorunda kaldım ki bu bile beni mahvetti. son iki günüde annemin yeğenleri ile birlikte bursada geçirdik. cuma akşamıda eve geldim.
evim evim güzel evim. sonraki iki gündende pek bir şey anlamadım zaten geçti gitti tatil böylece...
kısmet bir daha ki bayrama

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder