Pages

18 Temmuz 2011 Pazartesi

mis gibi çörek kokusu

bu sabah iş yerine gelirken bir fırının önünden geçtik. her sabah geçiyoruz aslında ama bu sabah aldığım koku beni anılara geçmişe götürdü.
rahmetli anneannemle yaptığımız çöğrekler geldi aklıma. köyde bulunan evimizin alt katında derme çatma eski koca bir toprak fırının olduğu bir mutfağımız var. yıkık dökükte olsa halen duruyor. çocukluğum köydeki günlerimin ilk uyanış saatleri hep orada geçerdi. anneannem alışkanlıktan erkenden kalkar mutfağa gider kahvaltılık yapardı bazende orada uyurdu çünkü evin en serin yeri orasıydı. benda uyandımmı hemen onun yanına giderdim onunla uyur yada kahvaltı hazırlardık.
kimi zamanda özel günlerde köyde adettir. çörek pişirilik. işte bu sabah o mis gibi çöreklerin kokusu tadı geldi aklıma.
rahmetli'nin kocaman bir hamur teknesi vardı. tepeleme hamur karılır sonra küçük küçük parçalara ayrılır ve ocakta kızgın tavada pişirilirdi. annemde arada evde yapar ama ne bileyim hiç onun tadı kokusu gibi olmaz...
küçük hamurlar yağın içine girince büyür ve altın sarısında kırmızıya kadar farklı bir renk yolculuğuna başlar, en sonundada annenemin kocaman hamur şişi ile tavada toplanır konu komşuya dağıtılır gerisinide özellikle ben taze köy peyniri ile mideme indirirdim.
zaten ilk çıkan tavadan sıcacık alıp yemezsem olmazdı. ellerim, ağzım yanardı ama genede vazgeçmezdim...
hey gidi günler...
o ev o eski anılarla dolu güzel ev bakımsızlıktan yıkılıyor. 6 kardeş bir türlü ortak bir noktada buluşamadıkları için doğdukları büyüdükleri ev her gün biraz daha yok oluyor.
oradan bana kalan tek şey daha öncede yazdığım gibi bakır eski bir güğüm annenemden hatıra kalan diğer parçalar ise tahta bir yayık ve annenemin giydiği çarşafı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder