Pages

12 Şubat 2012 Pazar

bu gün arkadaşımın doğum günü vardı. o 30 oldu bense bir ay sonra 34 olacağım hal böyle olunca bir çok genç arkadaşımın aksine o seneleri daha net hatırlıyorum. trt'nin tek kanal olduğu zamanları, o zaman izlediğimiz dizileri, filmleri ve elbette spor müsabakalarını....


olimpiyatlar, avrupa şampiyonaları, artistik buz ptinaj şampiyonaları...


allahım ne günlerdi o günler, oldukçada güzel günlerdi. merakla beklerdik olimpiyatları, her tür müsabakayı izlerdik. buz pateni ve jimnastik ise benim en çok sevdiğim dallardı. bu dalların efsaneleri vardı benim için onlar bizim ülkemizde o zamanlar temsilcisi olmayan bu spor dallarının ilahlarıydılar. bütün türkiye ekranlarının başında onları izler sundukları gösteriler hakkında yorumlar yapardık. ah dedimya ne günlerdi o günler...


kimlerden mi bahsediyorum. jimnastiğin altın kızı nadia comaneci ve buz pateninin kraliçesi katarine witt.


















nadia elena comaneci 12 kasım 1961 doğumlu rumen jimnastikçi. 5 olimpiyat altını, 3 gümüşü ve 1 bronz madalyası vardır. 1976 olimpiyatlarında tüm jüriden 10 üzerinden 10 tam puan alan ilk ve tek sporcudur. kendisi aldığı puanları gösteren elektronik tahtada 1.00 olarak aldığı puanı görünce ben ne yaptım diye arkadaşlarına dert yanmıştır. çünkü kendisi 1 puan aldığını düşünmüş sonra kendisine durum açıklanmış organizatörler 10 tam puan kimsenin alabileceğini düşünmedikleri için 10 tam puanı bu şekilde yazdıklarını söylemişler. kendisi jimnastiğin gelişmesinde ve popülerleştirilmesinde büyük katkıları olan bir sporcudur.


comaneci ve arkadaşı oyun bahçesinde bela karolyi tarafından keşfedilmiştir. zamanında kominizimle yönetilen bir ülkede, devlet kontrolünde çok büyük sıkıntılar içerisinde sıyrılarak bir efsane olmuştu. daha sonra kominizimden kurtulmak için amerikaya kaçmış ve halen orada yaşamını sürdürmektedir.


yaşım kurtarmadığından ben maalesef 1976 olimpiyatları izleyemedim. ama 1984 yılında nadia adlı hayatını anlatan bir film sayesinde onu tanıdım. şimdilerde ise internetin nimetleri sayesinde o müthiş performansını dünmüş gibi izleyebiliyorum. hatta filminden küçük bir bölüm bile aklımda umarım yalnış hatırlamıyorumdur. eğer yalnışsam şimdiden özür dilerim.


nadia bir kaza sonucu sanırım bir erkek meselesiydi, elini sakatlıyor. takımının şampiyon olması için koçuna kaç puan lazım diye soruyor ve 10 tam puan cevabını alınca o sakat elle muhteşem bir performans sergiliyor ve efsanevi 10 puanı alıyor. bu gerçek mi yoksa film için yapılan bir senaryomu bilemiyorum ama o filmden aklımda kalan tek sahne buydu....

























katarina witt


15-12-2-4-6 katarına witt hayatında önemli bir yeri olan bu rakamlar nedir derseniz?bu rakamlar onun spor hayatına ait rakamlardır. 15 kez şeref kürsüsüne çıktı. 12 kez önemli yarışmalarda birinci oldu.2 kez olimpiyatlarda altın madalya kazandı.(1984-1988) 4 kez dünya şampiyonu oldu. (1984-1985-1987-1988) 6 kez avrupa şampiyonu oldu. (1983-1984-1985-1986-1987-1988)


o muhteşem gülüşü ile buz pistine çıktığı an kendine aşık ediyordu seyredeni, defalarca bıkmadan usanmadan izledim onu her dönüşünü, her zıplayışını...


ayak bileğini sakatladıktan sonra daha çok artistik kısmına eğilmesine rağmen gösterilerinin her birinde müthiş duygular yaşatırdı bize. oda tıpkı nadia gibi kominist bir ülke olan doğu almanyadan geldi. 1965 doğumlu sporcu ilk birinciliğini aldığında 19 yaşındaydı. halen kendi alanında sayılı duayenlerden biridir ve cesur tarzı ile hatırlıyorum onu ve o kocaman gülümsemesi ile...


ah diyorumya ne günlerdi o günler şimdi çok fazla televizyon kanalı olduğundanmıdır, yok sa izlenecek daha iyi bir şeyler olduğundanmıdır, ya da eskisi gibi sporcular yetişmediğinden midir? artık müsabakaların sadece açılış ve kapanış törenleri izleniyor. katılan sporcular arasında pek tanınan büyük isimler yok artık. sanırım babamın müzik için dediği bir söz var. ne varsa eskilerde var der, spor içinde öyle galiba....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder