Pages

7 Ekim 2010 Perşembe

Bir Garip İlişki

Hayatımız boyunca en büyük kırgınlıklar en sevdiğimiz en düşkün olduğumuz insanlardan geldi.
En çok kimden nefret ederim. Vazgeçemesem de hayatımda kimin olmamasını isterdim. Cevabı çok ama çok uzun zamandır biliyorum.
Babam
İnsan ailesinden ağlanır mı diyorsunuz duyuyorum
Ya da insan babasını sevmez mi?
Asıl sorun bu zaten benim en nefret ettiğim insan olan babam aynı zamanda en vazgeçilmez olan kişi.
Yani onla da onsuz da olmuyor.
Aslında ailemin geri kalanına sorarsanız da ona en çok benzeyen de benim.
Sanırım asıl sorunda bu noktadan çıkıyor. İkimizde aynıyız ve bu yüzden de çok fazla tartışıyoruz.
Babamla hep tartıştım hala da tartışıyorum. Sanmayin ki hep tartıştık. Tartışmalar 20 li yaşlardan sonra başladı. Çünkü çok fazla acılara sebep oldu. O gücü ellerinde tutmanın başarı olduğunu düşünen bir adam oysa gücü ona sağlayanın biz olduğumuzun farkında da değil. Ona gösterilen saygıyı, onun her dediğine tamam dememizin onun lugatın da tek bir karşılığı var. Ben bu evin reisiyim ve ben ne dersem o olur.
Aslında hep de öyle oldu. Kimsenin aklına ona baş kaldırmak gelmedi. Annem garibim köylü kadını köyden gelmiş babam ne derse he demiş olmaz dememiş böyle olmasın dememiş onu olduğu hali ile kabul etmiş.
Sonra bizler ben ve kardeşlerim hiç baş kaldırmamış, hiç yok olmaz dememişiz.
Düşünün bir kere kaç tane insan tanırsınız bu güne kadar ailesine tek söz getirmemiş, sokakta dedikodusu yapılmamış, babası ile annesi ile sesini yükselterek kavga etmemiş. Biz öyle çocuklarız işte. Bir süre öncesine kadar. Konuşsak ta bağrışsak ta hiç sesimizi yükseltmedik. hiç ters bir davranışta bulunmadık. Hiç ezmedik ezdirmedik. Mutala etmiyorum gerçekleri söylüyorum. 32 yaşındayım bundan 15 yıl kadar önce başladı ilk isyanım ilk utanç zamanlarım buraya bunları yazarken ilk defa itiraf ediyorum. Babam o zamanlar içerdi. Alkoliklik seviyesinde olmasa da içer kendini kaybederdi. Evde kavgalar başladı. Annem ve babam ardı arkası gelmeyen kavgalara girerlerdi. Annem babamın içmesini istemezdi. Utanırdım o zamanlar ondan bir seferinde dayımın düğününde rezil oldum onun yüzünden bir seferde evimizin olduğu sokakta asla söyleyemedim bunları yüzüne asla bilmedi utancımı. O çocuklarını kollamanın korumanın yeterli olacağını düşünüyordu. Onlara bu yolla her şeyi vermiş olduğunu aslında hiçbir şey vermiyordu. Ne kadar koruyucu olursanız olun kaderi değiştiremezsiniz. İşte ben o dönemlerde annemi, beni ve kardeşlerimi üzdüğü için babamdan nefret ettim. İçtiği zamanlar onu öldürmek istedim. O olmasa hayatımın daha güzel olacağını düşündüğüm zamanlar o kadar fazla ki. Aslında şimdi düşünüyorum da kendi güvensizliklerinin arkasına saklanmış bir adam babam. Hep güçlü gözükmeye çalışmış ama aslında hiç güçlü değil. En iyi savunma saldırıdır derler ya oda o yöntemi kullanmış. Hala çok fazla tartışıyoruz. Elbette tartışma nedenlerimiz değişti. artık içmiyor içemiyor. Şimdi işi hakaretlere vurarak saldırıyor. Üzerine çok gittiğimiz zaman bizi evden kovmayı bile göze alıyor. En son bana kızım değilsin dedi her ne kadar sonra bunu inkar etse de canımı nasıl acıttığını ona hiç söylemedim.
Eskisi gibi güçlü değilim eskiden öfkemi içime atar vursanız ağlamazdım. Şimdi öfkemi içimde tutamıyorum. Buda ağlamama neden oluyor, hatta kendimi kaybedip gözüm görmez hale geliyorum. Karşımda ki ne hiç beklemediği sözler sarf ediyorum. Değiştim acılarım ile değiştim ve şekillendim. Ama canım bazen o kadar çok yanıyor ki gerçekten eskisi gibi duygusuz bir varlık olmayı özlüyorum. Annem o zamanlar senin duyguların yok derdi bana keşke şimdi de olmasa…
Ama diğer taraftan ona kızsam da bağrınsam da kavga da etsek konuşmasak ta onsuz bir hayatı bilmiyorum. o hayatta ayakta kalırmıyım bunu da bilmiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder