Pages

12 Ekim 2011 Çarşamba

hayatınızın sigortası maalesef ki yok.
allah ile bir anlaşma yapıp kendinizi kayırmasını taleb edemiyorsunuz. sadece ona dua ediyor ve korumasını istiyorsunuz. inancınıza sarılıp bir ayrıcalık umuyorsunuz.
neyse bu konulara dalmayayım.
hayatımın sigortasını ssk'ya bıraktım. hastalıklar ona emanet ne kadar emanetse artık. baya bir karışık bu ssk yada sgk olayı bu aralar. emeklilik ise tam bir hayal modunda....
evimi sigortalattım. hani demiştimya daha önce ilk defa bana ait olduğunu hissettiğim her gün yeni bir şeyler katmak için uğraştığım bir yer.
sadece 300-400 lira bir para vererek evimi, eşyalarımı her türlü olaya karşı sigortalattım.
şimdi içim rahat, hırsızlık en büyük takıntımdı. çünkü bahçe katında oturuyorum ve her ne kadar her pencere ve kapıda demir korkuluklar olsada bu açılamayacakları anlamına gelmiyor maalesef. ayrıca bodrum katında oturduğumdan su baskını riskide vardı. şimdi bunların hiç birini düşünmüyorum. ödeyeceğim az miktar bir para ile bunların hepsini güvence altına aldım.
içim oldukça rahat kişisel eşyalarımıza varana kadar her şeyi sigortaladık.
bu yazıyı yazarken şimdi düşünüyorumda. 15 yıldan uzun süredir sigortalığım, doldurmam gereken gün sayısını doldurdum. ama değişen kanunlar ve insanların sgk'nın sağladıklarını yalnış amaçlar ile kullanması sonucu 90'lı yıllardaki kanun ile 36 yaşında emekli olmam gerekirken şimdi en az 50'yi beklemek zorundayım. sanırım bunada yıl başından sonra bir çözüm bulacağım özel sigorta'ya bir teğet geçiş yapabilirim gibime geliyor. bakalım hayırlısı....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder