Pages

16 Haziran 2011 Perşembe

az önce bloğa koyduğum yazılara baktım şöyle bir. şizonun soz yazdığını okuyunca geçmişe bakmak geldi aklıma. aslında çoğunu hatırlıyorum. ama son dönemdekilere baktım. gerçekten saçmalamışım.
farkettim ki hayatımın merkezine o an neyi koyuyorsam en çok onu yazıyorum.
bir dönem kitaplar olmuş, filmler olmuş, ailem olmuş, babam olmuş son olarakta filmlere ve daha beteri türk dizilerine dalmışım.
farkettim ki kavgalar, gürültüler, taşınma derken hayatım sosyal manada gerçekten çökmüş. uzun zamandır dışarı çıkmamışım gezmek kafa dağıtmak için, uzun zamandır bir yerde oturup bir kahve bile içmemişim.
dışarı çıktığımda hep işimi halledip koşturarak eve geri gelmişim son dönemde zamanımı hep ev almış. mobilyacılar sayesinde hala da almakta. dün son mobilyalarda geldi ama küçük olan olmadı yarın sabah işten izin alıp birde mobilyacıya gideceğim umarım çabuk biter işim ve bir an önce dönerim.
neyse fazla dalmayayım o mevzulara. faydalarıda oldu. eski mahalleden uzaklaşınca kardeşlerim daha fazla evde vakit geçirmeye başladılar. ayrı odalarda olsakta daha fazla bir arada olmaya başladık.
hayatımın düzenini oturtmam lazım. dışarda vakit geçirmeyi özledim.
arnavutköyden her geçen gün daha fazla nefret ediyorum. neden derseniz 10 dakikalık bir iş için bile en az yarım gün izin almam gerekiyor. buradan istanbula gitmesi 1 saat dönmesi 1 saat, cumartesi eve gitmem genelde akşam 7'yi buluyor. bu ev tantanası bana burada olmanın neler kaybettirdiğini farkettirdi. zaman
eğer eski yerimde olsaydım. bir çok işimi gündüz bankaya çıktığımda bile yapabilecektim. 10 dakika ayıracak ve bütün sorunları bitirecektim. ama olmuyor.
yaz geldi. ama ben hala kaybediyor olduğum zamanı telafi edemiyorum. nasıl yapacağımıda bilemiyorum. hayatımı bir güne sığdırmaya çalışıyorum ki bu da çok ama çok zor....
şu anda size farklı bir şey yazamıyorum maalesef umarım en kısa sürede bu sorunun üzerinden gelirim yoksa gerçekten yandık ki ne yandık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder