Pages

3 Haziran 2012 Pazar

atölye, pamuk prenses ve avcı, ve daha fazlası

bugün ileri fotoğrafçılık atölyemizin 3. dersini yaptık bunu yaparkende hem geçen hafta çektiklerimizi hemde kardeşimin dün arkadaşının düğününde çektiklerini gösterdik. bazılarını çok beğendi bazılarındada yaptığımız yalnışları gösterdi. sonrada portre çekmek konusunda ders yaptık. ve türkiyenin önde gelen düğün fotoğrafçılarından sina demiral'ın fotoğraflarını inceledik ki adam müthiş yapıyor bu işi porfolyosundan belli.
iki gibi dersimiz bitti ve ben soluğu fatihte historia avm'de aldım. bu hafta gösterime giren pamuk prenses ve avcıyı izlemek için gittim.
free günümüz olduğundan kendimi pizza hut'a attım. güzel bir salata, süper süpreme küçük boy ve kola ile free günümü bu şekilde atlattım. sonra biraz dolaştım alış veriş yaptım ve sinemaya gittim.
neyse gelelim filme filmin baş rolünde kristen stewart varki filmi seğretmiş biri olarak rahat rahat diyebilirim o kızda bu rol hiç olmamış. pamuk prensesin yüzüne vuran naifliği ve güzelliği yok.
yakışıklı prens ki bu sefer dükün oğlu william rolünde sam claflin vardı ki bence filmdeki tek rolü yüzüklerin efendisindeki legolası hatırlatacak kadar hızlı ve isabetli ok atmasıydı.
kötü kraliçe rolünde charlize theron iyi iş çıkarmış yaşlandırma sahneleri süperdi.
ve yakışıklı prensten rol çalmış olan avcı chris hemswotrh garibim acıdım ona ama neden olduğunu yazının devamında göreceksiniz.
her çocuğun bildiği o muhteşem hikaye pamuk prenses ve yedi cüceler hikayesi farklı bir uyarlama ile karşımıza çıktı. pamuk prenses var ama ormana avcı tarafından götürülüp öldürülmek yerine kötü kraliçe olan üvey annesinden meşakatli bir şekilde kaçıyor. avcımız ki bütün film boyunca garibin adını duyduğumu hiç zannetmiyorum. onu yakalamak üzere ormana gönderiliyor.
avcı pamuğu buluyor onu öldürmek yerine kurtarıyor sonrada bir köye sığınıyorlar. avcı orada yanında bulunan kadının kimliğini öğreniyor. kötü kraliçenin adamları köye saldırıyorlar ardından da kahramanlarımız var güçleri ile kaçıyorlar. ve işte orjinal hikayenin baş kahramanları olan cücelerle buradan sonra yolları kesişiyor. pamuğun kimliğini öğrenince onunla beraber savaşa katılmaya karar veriyorlar. beyaz atlı prensimizmi nerede? oda pamuğun yaşadığını öğrenince evi terk ediyor. kraliçenin adamlarına onların tarafındaymış gibi davranıp katılıyor. köye yapılan saldırıda kızı kurtarıyor sonrada peşlerinden gitmeye devam ediyor. cücelerin yanındayken meydana gelen bir saldırıda pamuk ile karşı karşıya geliyorlar ve kimliği o zaman ortaya çıkıyor. oda ekibe katılıyor sonrada beraberce yola devam ediyorlar.
pamuk prenses elmayı beyaz atlı prensin elinden yediğini zannederken bir farkediyorki elmayı ona veren kötü kraliçenin ta kendisi pamuk olüyor. william pamuğu öpüyor ama uyanmıyor sonra onu alıp babasının dükalığına götürüyor. orada bir lahtin üzerine koyuyorlar soğuk bedenini ve hikayenin gerçek beyaz atlı prensi olan avcı kimsenin olmadığı bir anda onun ölü olan bedenine hislerini anlatıyor. ve sonrada o müthiş büyüyü bozan öpücük geliyor. ve avcının odadan çıkması ile pamuk uyanıyor.
oradan sonra krallığı geri almak için bizim naif iyi huylu pamuğumuz savaşçı oluyor ve ordunun başına geçip krallığını geri alıyor. ve işte filmi batıran son sahnede işte bundan sonra başlıyor. pamuk kraliçe olarak taç giyor bütün salon hinca hınç dolu william orada, cüceler orada ama beyaz atlı prens avcı yok. pamuk her tarafta onu arıyor ve en sonunda onu görüyor. göz göze geliyorlar. tam koşup avcıya sarılıp öpecek diyorsunuz ki, işte bu noktada yanılıyorsunuz maalesef filimin bitiş jeneriği giriyor araya...
arkadaş hikaye revize ettin eyvallah, beyaz atlı prensi avcı yaptın onada eyvallah, cüceleri arka plana attın onada eyvallah, naif iyilik meleği pamukçuk savaşçı oldu oda tamamda ya filmin finalinde pamuk prenses ve avcı öpüşmezse bunun adının pamuk prenses ve avcı olmasının ne manası kalır ki ben yönetmenin yerinde olsam finali böyle yapardım...
durmuşlar durmuşlar filmi en sonunda batırmışlar bence. yazık olmuş...
neyse bir pazar daha böyle geçti gelecek hafta son dersimiz var ve sonra atacaz kendimizi sokaklara...
ama malzeme listemiz uzayıp gidiyor. öncelikle kardeşim düğün fotoğrafçılığına başladığından tepe flaşı lazım bize ve ışığı doğru yansıtmak adına ışığı yumuşatmak adına beyaz bir taşınır fon beyaz ışık için yansıtıcı olarak metal rengi bir fon ve güneş ışığını yansıtmak içinde sarı bir fon lazım. parasoley filtreler ve bir kaç parça farklı şeydaha off off neyse kardeşim paralı işlere başladı hayırlısı ile bende arkasını getiririm onla umarım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder