Pages

20 Ekim 2012 Cumartesi

uzun bir yazı olacak

gerçekten oldukça uzun olacak galiba çünkü epeydir bir şeyler yazamadım. sevinçleri, hayal kırıklıklarını, hüzünleri, mutlulukları bir arada yaşadığım bir süreç yaşıyorum hala....
düğüne çok az zaman kaldı. bir yanım çok sevinirken bir yanım çok hüzünlü... hani derlerya kız tarafı kızını verdiği için üzgündür diye ben buna inanmıyorum bence her iki tarafta çocuklarını artık yuvadan uçurdukları için üzgün... az önce annemle konuşuyordum bir anne olarak zor şeyler, anlaması izahatı zor zamanlar yaşıyor, oğlu onun için ne kadar vazgeçilmezse bir annenin onun elinden kayıp gittiğini söze dökmesi de o kadar çok zor.
kardeşim ellerimizden kayıyor. ona sorarsan değişen bir şey yok ama annem her geçen gün biraz daha hüzünleniyor. şimdiki tek düşüncesi bir an önce düğünün olması... canı yanıyor ilk defa benden bile fazla canı yanıyor. son dönemde söyleyemediği o kadar çok şey, gördüğü ama görmemizlikten geldiği o kadar şey varki içine atıyor.
biz daha çok kız alan taraf değilde oğlan veren taraf gibiyiz son dönemde. bir çok usül, adet, gelenek, görenek çiğneniyor. usuldende olsa fikrimizin sorulmadığı bir çok konu var. ama ben annem gibi değilim kendimi sıkıyorum ama bulduğum her fırsattada lafı sokmaktan geri kalmıyorum. nebileyim ya alışverişiydi. dekoruydu, eşyasıydı, fotoğrafçısıydı, kuaförüydü insan bir sorar akıl danışır icabet ister ama nerde bizimkinde tık yok kızda zaten yok. kardeşim haftanın en az üç günü orada annem içerliyor ama sesini çıkarmıyor. bu gün cumartesi ve büyük ihtimal bu gecede orada...
gerçekten bazen bitsede herşey tatlı tatlı sonra hayatımızdan çıksa diye düşünmüyor değilim.
hayatımda ilk defa gerçekten korkuyorum. babamın haklı çıkmasından kardeşimin aramızdaki bağı yok saymasından korkuyorum. babam hep derdi kardeş bile olsanız araya eşler girdiği kardeş kardeşi tanımaz derdi. ve ben şimdi ilk defa onun haklı çıkmasından ödüm patlayarak korkuyorum.
34 yaşındayım annem babam ölürlerse kardeşlerim var diyordum ama ilk defa acabalar kafamda dönüp duruyor. arada laf sokuyorum hep onun istediğini yapıyorsun diye şimdilik böyle diyor düğüne kadar ipler onun elinde diyor sonra herşey değişecek diyor ama neler olur bilemiyorum. 
bir fotoğrafçı hikayemiz var sormayın gitsin bir sonraki yazıda uzun uzun anlatıcam onuda, yılan hikayesine dönen bir kuaför mevzumuz var sorma gitsin.
benim bildiğim hani kuaförü kız tarafı ayarlasa bile usul erkan gereği en azından benimde orada olmam gerekir kaç sefer laf çarpıtıyorum araya soru işaratleri sokuyorum kimse oralı olmuyor. bugün veya yarın konuşucam, çünkü benimde ona göre planlarım var. onlarla gitmeyeceksem ki adettendir gitmem gerekir kendi kuaförümü ayarlamam lazım bakalım bu konuşmanın sonuçları ne olacak göreceğiz, tabii bu bir kaç gün sonra fırsat bulursam yazacağım yazıda olacak...
güzel olan şeylere gelince aslında sadece kendimi mutlu ettiğim şeyler. kına için aldığım bir kıyafet vardıya onu bir beden büyüğü ile değiştirdim. üstelik değiştirme süresine epey geçerek. bunun için mangolinoya teşekkürler. kına kıyafeti için siyah ayakkabılarımı da aldım hani onları sarı aldım diyordumya siyah ile değiştirdim. sonra iki tane sarı kelepçe bir de sarı kolye aldım. geriye küpelerim kaldı. düğün içinde ayrıca kıyafet aldım. ayakkabıları ortak giyeceğim ona takı olarak fazla bir şey lazım değil. ama bir hürrem tacı işimiz var ondan sonra onunda takı mevzusu belli olacak. onları hallettim ki geriye sadece kuaför işimiz kalacak.
bu gün bir arkadaşım geldi. fotoğraf işleri nasıl gidiyor dedi iki aydır deklanşöre basmadım dedim. iyice sıkıldım belki bayram sonu bir kaç günlüğüne kaçarsam bir yerlere fotoğraf çekmek niyetindeyim hadi hayırlısı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder